Tek Türk Adli Arabulucu (Mediator): Tenzile Erdal

 

 

Röportaj: Savaş Büyük Tipi 

 

 

 

Tek Türk Adli Arabulucu (Mediator): Tenzile Erdal

 

 

Uluslar arası hukuk uzmanı ve adli arabulucu Tenzile Erdal ile çok yararlı olacağına inandığımız bir röportaj yaptık. Arabuluculuk görevinin ne olduğuna, nasıl işlev kazandığına ve toplum tarafından az bilinen ya da hiç bilinmeyen noktalara açıklık getiren Erdal, önemli bilgileri bizimle paylaştı.

 

 

 

Kendinizi okuyucularımıza tanıtır mısınız?

Ben Tenzile Erdal. Uluslar arası hukuk uzmanıyım. Mayıs 2012'de adli arabulucu olarak tanıtıldım. Daha çok boşanma, velayet, nafaka, mal paylaşımı, işveren arasındaki uyuşmazlıklar, iş akdinin feshi, ticari uyuşmazlık, gibi anlaşmazlıkların yanında, ayrımcılık (discriminatie), belediyeler, vergi daireleri ve diğer devlet daireleri ile olan uyuşmazlıklar gibi konularda dava almaktayım.

Bu statü ile ülke içinde ve dışında dava alabiliyorum. O nedenle avukatlık diploması almaya hiç gerek duymadım. Bundan önce de hukukçu olaraktan ticari ve idare hukukta davalara giriyordum.

 

 

 

Arabulucuya gelen tarafların, avukat tutmalarına gerek kalmıyor ve her türlü davada arabulucu görev alabiliyor.

 

 

İlk Türk arabulucu olarak göreve başladınız. Arabuluculuk nedir?

 

Arabuluculuk; Uzlaşmaya varamayan tarafların bir araya gelerek, aralarındaki uyuşmazlığı gidermeleri için anlaşmaya varmaları ve bu anlaşma dilekçe ya da döküman haline getirilerek üçüncü ve tarafsız bir şahıs huzurunda imzalanması usulüne ''Arabuluculuk'' denir.

Konunun daha iyi anlaşılması için size bir örnek vermek istiyorum; Boşanma davalarında, özellikle taraflar anlaşamıyorsa, genellikle iki avukat görev alır. Her iki tarafında kendi avukatları vardır. Bu nedenle davalar çok uzun sürer. Hele ortada çocuklar da varsa ya da mal paylaşımı yapılamıyorsa iş içinden cıkılmaz bir hal alabilir. Bu gibi durumlarda mahkemeler iki veya üç sene sürebiliyor. Ama arabuluculuk sisteminde, belirttiğim gibi taraflar bir arabulucu nezdinde masaya oturuyorlar ve uzlaşmaya varmak için görüşmede bulunuyorlar. Taraflar kendi aralarında anlaşmaya vardıktan sonra arabulucu devreye giriyor ve varılan anlaşmayı bir döküman haline getiriyor, imzalatıyor ve bu dökümanı mahkemeye sunuyor. Eğer varılan anlaşma kanuni bir sakınca barındırmıyor ise hakim bu dökümanı hemen imzalıyor. Bazen boşanma davaları bir ay gibi kısa bir sürede tamamlanıyor.

 

Sizin arabuluculuk görevine getirilmeniz, Türk toplumu için bir avantaj mıdır?

 

Türkçe konuşuyor olmam tabi ki bir avantaj sağlayacak. Özellikle boşanma davalarında kültür faktörü çok önemlidir. O nedenle kültürü bilmem ve tarafları daha iyi anlamam, bu tür davalarda çok yardımcı olacaktır. Şöyle ki; Bizim toplumumuzda büyüklere danışılmadan boşanma kararına varmak kolay olmuyor. Bu sürece bazen aile büyükleri de dahil oluyor. Bu durumu bildiğim için boşanma evresinde daha yararlı olacağımı düşünüyorum.

 

''Amsterdam ve Rotterdam'da tek Türk arabulucu benim''

 

Sizi arabulucu yapmak isteyenlerin hangi yolu izlemesi gerekiyor?

 

Ben Amsterdam ve Rotterdam Mahkemelerine kayıtlıyım ve Hollanda’nın her mahkemesinden dava alabiliyorum.  Davaları olanların,değişik şekilde ulaşma imkanları var. Direk kendileri gelebilir, henüz mahkeme başlamamışsa avukatları aracılığıyla, mahkeme başlamışsa yine avukatlarının isteği üzerine hakim kararıyla ulaşabilirler.

Uzun süren davalarda, taraflar anlaşamıyorsa hakim; '' Ben bu davada karar vermek istemiyorum. Sizi bir arabulucuya yönlediriyorum.'' diyebilir ve davayı durdurabilir. Mahkeme tarafından birkaç arabulucu önerilebilir ama tarafların istediği arabulucuyu seçme iradesi vardır. Rotterdam ve Amsterdam'da bu görevi yapan tek Türk benim. Özellikle dil sorunu yaşayan Türkler beni tercih edebilir ve bu süreci daha kolay atlatabilir.

 

 

 

''Arabuluculuk, 10 seneden fazla bir geçmişe sahip olmasına rağmen toplumda fazla tanınan bir meslek değil. Onun için, bu seneden itibaren tanıtım kampanyaları yapılacak. Ministerie van justitie tarafında televizyonlara ve gazetelere arabuluculuk ile ilgili reklamlar verilecek.

 

 

 

Artık boşanmalarda Ebeveynlik planı (Ouderschapsplan) yapılması gerekiyor.

 

Ebeveynlik Planı; Kanuni olarak yapılması zorunlu bir plandır. Yapılan bu  plan; Çocukların kimde kalacağı, çocukların bakımı, çocuğun hastahaneye kaldırılması durumunda, velayet sahibi ebeveynin diğerine acil haber verme zorunluluğu... gibi noktaları içerecek. Plan, avukat veya arabulucu tarafından yapılabiliyor.  Bu anlaşma olmadan hakim boşanmayı kabul etmiyor.

Türk toplumu tarafından bilinmeyen bir haktan bahsetmek istiyorum; Çocuklar Jeugdzorg tarafından alınıp bakıcı kurumlara verilebiliyor. Şu çok iyi bilinmelidir ki, olay mahkemeye yansımadan evvel bir arabulucu ile kontağa geçilebilir ve bu sayede çocuğun tekrar aileye verilmesi kolaylaşabilir. Olay eğer mahkemeye yansımışsa çocuğu tekrar almak çok zor.

Çoğu zaman Türk aileleri çocuklarının neden elinden alındığını bile tam olarak bilmemektedir. Kendilerini iyi anlayan bir arabulucu vasıtasıyla bilmeleri gereken şeyleri sorabilirler ve jeugdzorg ile bir anlaşmaya varabilirler. Bu sayede çoğu davalar mahkemeye bile yansımadan halledilebilir. Çünkü arabulucu devreye girdiği andan itibaren diğer hukuki prosedürler askıya alınır.

Bize verdiğiniz bu önemli bilgilerden dolayı teşekkür ediyor ve yine Türk toplumunu ilgilendiren diğer bir soruma geçmek istiyorum. Son yıllarda çıkarılan ya da çıkarılmak istenen yasalarla göçmenlerin, dolayısıyla Türk toplumunun, hakları kısıtlanmak isteniyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Bu konuda çok sey söylenebilir. Birkaç ay içinde Türk toplumunu kötü yönde etkileyecek yeni yasalar çıkacak. Açıkçası bu durum beni korkutuyor. Bundan önce çok kolay bir şekilde dava açabiliyorduk. Çünkü Associatieverdrag daha önceden Türklerden yana idi. Şimdi Associatieverdrag feshedilmek isteniyor. Eğer bu anlaşma feshedilirse Türklerin elindeki haklar alınmış olacak.

Burada yapılması gereken şey, yapılan bu değişikliğin altına imza atılmaması olmalıdır.

 

 

 

 

 

 

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı