Magazinle Gelen Magazinle Gider

Magazinle Gelen, Magazinle Gider

 

Onur Akın, zamana şahitlik eden ve belge bırakan nadir sanatçılardan biri... İmza attığı 400 beste ve 16 albümün yanı sıra ülkemizde olan bitenleri konuştuk.

 

Müzik hayatınızı kısaca anlatır mısınız?

 

Her şey çocukluğumda başladı. Babam köy enstitüsü çıkışlı bir öğretmendi. Mandolin çalardı ve müzik derslerini mandolinle verirdi. Bir ağabeyim müzik öğretmeni ve solistti. Eline hangi enstrümanı verseniz çalardı. Diğer ağabeylerim de öyle, müziğe aşina insanlardı. Çokça sazın çalındığı ve çokça şarkının türkünün söylendiği bir aile ortamında büyüdüm. Altı erkek kardeşin de en küçüğüydüm. İlkokulda mandolin çalarak başlayan serüvenim, ağabeyimin bağlamasını önce kırarak sonra çalarak devam etti. O gün bugün saz çalıp, şarkılar ve türküler söylüyorum.

 

Peki profesyonel müzik hayatınız ne zaman başladı?

 

Profesyonellikten kastınız yaptığınız işten para kazanmaksa lise yıllarında başladı. Tanınmış tanınmamış birçok sanatçıya bağlamamla eşlik ettim. Müziğin icra edildiği her ortamda bağlama çaldım. Fakat benim müzik hayatımdaki kırılma noktası üniversite 1. sınıfta bestecilik yanımın açığa çıkmasıdır.

 

Onur Akın

 

Bestecilik kabiliyetiniz müzik hayatınıza nasıl bir yön verdi?

 

Sanat hayatı öykünmeyle başlar. Mutlaka örnek aldığınız rol modelleriniz olur. Ben de sol kökenli bir aileden gelen müzisyen olarak ozanlar geleneğini ve onların çağdaş yorumlarını çok yakinen takip ettim, dinledim ve biriktirdim. Kimler derseniz; Aşık Mahzuni Şerif, Neşet Ertaş, Ruhi Su, Zülfü Livaneli, Cem Karaca ve Edip Akbayram gibi. Ama besteci olarak beni en çok etkileyen gençlik yıllarımda Zülfü Livaneli olmuştur. Ayrıca 1985’li yıllar Ahmet Kaya’nın da çıktığı ve ortalığı kasıp kavurduğu yıllardı. 18 yaşında bir genç olarak hepsinin karışımı bir tarzla, üniversite kahvemizin ocakçısı Aşık Garibi’nin toplumsal içerikli şiirlerini besteleyerek başladım. Bu yaptığım amatör besteler, üniversite gençliği içerisinde ses getirince, tanınmış usta şairlerin şiirlerini bestelemekle devam ettim. Zaman içerisinde kendi müzikal kimliğimi ve tarzımı yarattım. İlki 1989’da Grup Baran’la olmak üzere bu zamana kadar 16 albüm ve dört yüze yakın beste yaptım.

 

Toplumun magazin gazeteciliği algısı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

 

Magazin; hayatın renkli yüzüdür. Toplumun büyük bir kısmı bir şekilde öne çıkmış insanların özel hayatlarını da merak eder. Bu ihtiyacı magazin gazeteciliği karşılar. Burada sorun, magazin basının özel hayatımıza ne kadar girip girmeyeceği konusudur. Sizin istediğiniz ve belirlediğiniz sınırlar içerisinde sunulan magazin anlayışında bir sorun yoktur. Fakat günümüzdeki magazin anlayışı; medyanın ve popüler kültürün dayattığı paparazziciliğin ötesine geçemiyor. Bu da çoğu zaman özel hayatlara tecavüz ve saygısızlık yaratıyor ki ben buna karşıyım. Eğer hayatın her hangi bir alanında sizi popüler kılan üretiminiz sağlam değilse magazin sizi bir süre taşır sonra bırakır. Yani magazinle gelen magazinle gider.

 

Onur Akın: Kanatlarında Kaldı Bahar

 

Son albümünüz “Kanatlarında Kaldı Bahar” çokça beğenildi. Diğer albümlerinizden farkı nedir?

 


Aslına bakarsanız 30 yıldır süre gelen Onur Akın çizgisinin bir devamı diyebiliriz. Fakat her albümde ve her yeni beste de söylediğim gibi bu albümde de dinleyicilerimi, müziğin ayak basılmamış yepyeni kıyılarına çıkartıyorum. Yepyeni şiirlerle, yepyeni rüzgarlarla ve yepyeni yelkenlilerle.

 

Röportaj: Atakan METİN-Amir Haber

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı