Avukat Nazmi Türkkol D66’dan milletvekili adayı

Avukat Nazmi Türkkol, 27 yıllık avukatlık kariyerinin ardından bu kez Hollanda siyasetinde yerini almaya hazırlanıyor. 17 Mart genel  seçimlerinde D66 partisinden 30’uncu sırada listede yer alan Türkkol, tercihli oylarla seçilmeyi hedefliyor.

“Beni tanıyanlar bilirler,” diye söze başlayan Türkkol, “hem öğrencilik dönemimde hem de avukatlık kariyerim boyunca yüzlerce ve hatta binlerce insana yararlı olmaya çalıştım. Ama bunun yeterli olmadığını gördüm. Daha fazla insanın refahı ve mutluluğuna katkıda bulunmak için benim artık bundan sonra Hollanda siyasetinde olmamın şart olduğu kanatına vardım. Bu yüzden 17 Mart seçimlerinde D66 partisinden adaylığımı koydum.”

Kadınlar ve gençler

Türkkol, milletvekili seçildiği taktirde, özellikle kadınların ve gençlerin daha fazla eğitim ve iş imkanlarının açılması için çaba harcayacağını hedef listesinin başında tutuyor. “Ve tabii ki bununla birlikte, yoksulluk, ayrımcılık ve vatandaşlarımızın toplumsal faaliyetlerde daha katılımcı olmasını sağlamak için elimden geleni yapacağım.” Türkkol, özellikle müslüman ve az gelirli insanların toplum içerisinde dışlanmasının önüne set çekmeyi amaçlıyor. “Mademki demokratik bir ülkede yaşıyoruz, o zaman her insan kendi inancını ve fikrini özgürce ifade edebilmelidir. Ama bugün Hollanda medyasına ve siyasetine baktığımızda, bunun hiç de öyle olmadığını görüyoruz. Bu durum ne demokrasiyle, ne de insan haklarıyla bağdaşmaktadır. Hem siyasette hem de Hollanda medyasında hep aynı kişilerin fikir beyanına son verilmeliyiz.”

Aile ve Avukatlık

Nazmi Türkkol, aslen Nevşehir Ürgüp’lü bir ailenin çocuğudur. 1969 yılında Amsterdam’da doğup ve bir kız kardeşiyle aynı şehirde büyür. Babası Mevlüt Türkkol 1968 yılında Hollanda’ya işçi olarak gelip Ford fabrikası ve NDSM tersanesinde çalışır. Daha sonra eşi Şerife’yi yanına alır. Şerife hanım Zaandam’da bulunan Verkade bisküvi ve çikolata fabrikasında çalışmaya başlar. Nazmi Türkkol ilk okulun ardından, 1987 yılında liseyi Amsterdams Lyceum’de Atheneum-B olarak tamamlar. 1993 yılında Vrije Universiteit’te hukuk eğitimini bitirerek, avukatlık kariyerine başlar. Çeşitli avukatlık bürolarında kariyer yapan Türkkol, şu an, Amsterdam’da bulunan WLT avukatlık bürosunda mesleğini sürdürmektedir. “Tabii ki, önümüzdeki seçimlerde, vatandaşlarımızın desteğiyle milletvekili seçilirsem, avukatlık kariyerimi noktalamak zorunda kalacağım. Ardından politikada yeni bir sayfa açmış olurum inşallah.”

Kitap

Gazeteci-yazar Tuncay Çinibulak, Türkkol’un hayatını, avukatlık kariyerini ve Hollanda siyasetindeki amacını kitaplaştırdı. Bu yılın ocak ayında çıkan kitapta, “Nazmi Türkkol op Wisselspoor” adlı eserde Türkkol’un çocukluktan beri hayal ettiği iki şeyi anlatıyor. “Birincisi taa ilk okuldan beri avukat olmak, ikincisi ise politikaya girmek ve örneğin Amsterdam Belediye Başkanı olmak.” Kitabın ilerleyen sayfalarında Türkkol avukatlık dönemindeki başarılarını ve karşılaşmış olduğu sorunlara da değiniyor. “Ben 1993 yılında Plasman Avukatlar bürosunda mesleğime başlarken, Hollanda’da Türkiye’den sadece bir avukat vardı: Uğur Sarıkaya. Hollanda’da ben de bir ilk olmanın neticesinde ilk yıllarda birçok hakarete maruz kaldım. Bazen temizlikçi, bazen mahkum ve bazen de avukat kılığında bir düzenbaz olarak gördüler beni meslektaşlarım. Tabii ki o durumlar insanı derinden yaralıyor, ama ben her şeye rağmen yılmadan usanmadan yoluma devam ederek bu günlere geldim. ”

Fatih Cami

Amsterdam Oost’ta bulunan bürosunda yaptığımız bu sohbette, Türkkol kitapta da geniş bir yer tutan çocukluk ve gençlik hatıralarına değiniyor. Örneğin, babasıyla birlikte Amsterdam Rozengracht’ta bulunan Fatih Camii’sinde Kuran kursu eğitimi aldığını anımsıyor. “Babam eğitim, din ve Türk kültürü konusunda taviz vermez bir kişiliktir. O yüzden daha çocukken beni camiye götürerek din dersleri almamı sağladı. Gençlik yıllarımda o öğrendiklerimle yetinmeyerek dinimizin yanı sıra öteki inanç ve kültürleri de inceledim. Ve öğrendiklerimden bir sonuca vardım. Birçok inanç veya felsefi düşünce aynı mesajı veriyor: temiz ve dürüst insan ol, kimsenin hayatına kastetme, hırsızlık yapma, hiçbir canlıya zarar verme, ailene ve toplumuna yararlı bir insan ol. ” Duvarda bir çerçeve içerisinde asılı olan Mevlana’nın yedi öğütüne de değinen Türkkol, aynı zamanda Atatürk ve Kraliçe Beatrix’e olan hayranlığını da belirtiyor. “Demokrasilerde insanlar dayatmasız kendi kahramanlarını seçebiliyorlar, ne mutlu ki.”

Çağrı

Konu dönüp dolaşıp tekrar 17 Mart seçimlerine geliyor. Bürosunun girişinde bulunan kitap ve partisinin onun adına bastırmış olduğu seçim bildirilerini göstererek bir çağrıyla sohbeti noktalamak istiyor. “Her seçim önemlidir, ama bu seçimler daha da önemlidir. Bu yüzden tüm vatandaşlarımızı önümüzdeki seçimlerde oy vermelerini rica ediyorum. Verilmeyen her oy, aşırı sağ partilerin yararına olacaktır. Eğer politikada ve toplumda bir şeylerin değişmesini istiyorsak, mutlaka sandık başına gitmeliyiz. Yıllardır sağcı ve neoliberal politikalar sonucu birçok insanımız fakirliğe ve yalnızlaşmaya itildi. 17 Mart'ta sandığa giderek bu gidişata hep birlikte son vermeliyiz nihayet.”