BİLMİYORUM
Bir rüzgara kapıldım gidiyorum,
Fırtına mı boran mı bilmiyorum.
Ateşlerde kavruldum tütüyorum,
Cehennemi suzan mı bilmiyorum.
Ummanlardan çaylara akıyorum,
Göz yumup maziye bakıyorum,
Savruluyor nevgazel döküyorum,
Mevsimler hep hazan mı bilmiyorum.
Yıldızlara varıpta dönüyorum,
Gecelerde güneşi arıyorum,
Su içinde suları suluyorum,
Aşk ki; aklı bozan mı bilmiyorum.
Çizik çektim ne varsa bana dair,
O'ndan başka herşeyimmiş vesair,
Kelimeler ile olunmaz şair,
Yazdıran mı yazan mı bilmiyorum.
Mecnunluk en son durağım viraneyim,
Bülbülüm gül elinden divaneyim,
Narı harda kanatsız pervaneyim,
Aşık; candan bezen mi bilmiyorum.
Cengiz Halıcı
Amsterdam
BEN VE NEDENSİZLİK
Ömrümün baharında çiçeksiz, bülbülsüz zamanlardayım!
Yüklemsiz cümleler gibi anlamsızım sensiz…
Ben hayatın satranç tahtasında onaltı parçaya bölünmüş,
Yutulmayı bekleyen piyonların her biri…
Aşk okulunun matematik defterinde yarım kalmış denklem,
Tarihin tozlu raflarında, papirüs kağıtlarında,
Bir yanı eksik, okunamamış, anlamsız bir belge…
Şifreleri sende saklı çözülmez bir gizli sır gibiyim.
Hayat denizinde yüzme bilmeyen deniz kızı,
Ben sonbaharda sıcak ülkelere göç edemeyen,
Bir kanadı kırık soğuktan üşüyen serçe kuşu,
Hazanlarda rüzgarın savurduğu mecalsiz bir yaprak,
Gel de şu gönlümün içindeki oluklardan akan sele bak.
Sen gök yüzünden yere inemeyen Zöhre,
Gönül Babil kuyusunda Harut ve Marut.
Cehennem ateşine bile değil denk
Feleğin bize ettiği oyuna bak!
Ben bir ressamın tuvalinde yarım kalmış manzara,
Sen fırçasının ucunda kuruyup kalmış boya.
Tamamlanmaz bu fotoğraf o İlah emretmeyince…
Biz iki ayrı mısradan oluşan tek bir beyit,
Ben kafiye sen redif,
Bu parçaya hakim tem tarifsiz.
Yakar yüreğimi bunca şey ama hepsi nedensiz…
Fatma Mustafa
Gümülcine/Yunanistan
GÖÇÜN 50. YIL MARŞI
Başlangıcı malum öküz parası
Ahlak çöktü artı gurbet yarası
Günden güne büyür göç faturası
Göçle gavurlaştı sonumuz bizim
Ceddimizin ünü sarmışken arşı
Göçle herşeyimiz Türklüğe karşı
Kaçımız tam bilir İstiklal marşı
Göçle gavurlaştı dünümüz bizim
Elli yılda neler neler yitirdik
Gün oldu rüzgara karşı tükürdük
Tam kıbleye karşı çişe oturduk
Göçle gavurlaştı yönümüz bizi
Hep derdik biz aşı tutmaz gövdeyiz
Ramazan ve Kurban biz görevdeyiz
Paskalya Noel, bizler evdeyiz
Göçle gavurlaştı günümüz bizim
Artık canlar malın yolunda yonga
Giyim kuşam çoktan alafranga
G-string, bikini, mayo ve tanga
Göçle gavurlaştı donumuz bizim
Göç silahı bizi vurdu vuralı
Kızım ecnebiye gelin varalı
İstisnalar bozmasa da kuralı
Göçle gavurlaştı kanımız bizim
Nikah mı yapar hiç gardaşla bacı
Formalite bile olsa çok acı
Kâr etmez bu derde tıbbın ilacı
Göçle gavurlaştı genimiz bizim
Sazımızda uyum denen bir fasıl
Uyum diye uyutuldu bu nesil
Ne taharet vardır ne vardır gusül
Göçle gavurlaştı dinimiz bizim
Hakiki Kabakçı
Grimbergen/Belçika