HOLLANDA VE TÜRKİYE’DE EBEVEYNLİK...

HOLLANDA VE TÜRKİYE’DE EBEVEYNLİK TUTUMLARI VE STRESLE BAŞA ÇIKMA: KÜLTÜREL FARKLILIKLAR VE ORTAK NOKTALAR


Ebeveynlik, bireyin gelişiminde en kritik rollerden birini oynar. Ancak ebeveyn tutumları ve stresle başa çıkma yöntemleri, içinde bulunulan kültürel, ekonomik ve sosyal koşullara göre farklılık gösterebilir. Göç, ebeveynlerin karşılaştığı en büyük değişim süreçlerinden biridir ve bu süreç, ebeveynlerin çocuk yetiştirme tarzlarını doğrudan etkileyebilir.

 


Uzm. Psikolog & Aile Danışmanı Kimya Çifçi Dumlu tarafından yürütülen bu araştırma, Hollanda’da yaşayan Türk kökenli ebeveynler ile Türkiye’deki ebeveynler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları inceleyerek ebeveynlik tutumlarının ve stresle başa çıkma yöntemlerinin nasıl şekillendiğini ortaya koymaktadır. Kültürel geçiş sürecinde karşılaşılan zorluklar ve göçmen ebeveynlerin çocuklarına karşı geliştirdiği yaklaşımlar, bilimsel veriler ışığında değerlendirilerek karşılaştırmalı bir perspektifle ele alınmıştır.


Ebeveynlik Tutumları: Türkiye ve Hollanda Karşılaştırması


Kimya Çifçi Dumlu’nun araştırması, ebeveynlerin genellikle üç temel ebeveynlik tutumuna sahip olduğunu göstermektedir:

 

1. Demokratik Tutum: Çocukların bireysel gelişimini destekleyen, açık iletişimi teşvik eden ve duygusal destek sunan ebeveynlik tarzıdır.


2. Otoriter Tutum: Katı disiplin kuralları ve yüksek beklentilerle şekillenen, ebeveynin çocuk üzerindeki kontrolünü ön planda tutan bir yaklaşımdır.


3. Koruyucu Tutum: Çocuğun bağımsız hareket etmesini sınırlandıran, aşırı derecede kollayıcı ve müdahaleci bir ebeveynlik tarzıdır.

 

Araştırma bulgularına göre, Türkiye’deki ebeveynler genel olarak daha koruyucu ve otoriter bir ebeveynlik tarzına eğilim gösterirken, Hollanda’da yaşayan Türk kökenli ebeveynler, göçmen kimliğinin etkisiyle hem kendi kültürlerinden gelen geleneksel otoriter yapıyı hem de Hollanda’daki bireyselci eğitim anlayışını sentezleyen bir tutum sergilemektedir. Ancak Hollanda’da yaşayan ebeveynlerin, Türkiye’deki ebeveynlere kıyasla demokratik ebeveynlik düzeylerinin daha düşük olduğu görülmektedir.

 

Bu durum, göçmen ebeveynlerin iki farklı kültür arasında denge kurma çabalarının bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Bir yandan kendi geleneksel değerlerini koruma eğiliminde olan göçmen ebeveynler, diğer yandan çocuklarının yeni topluma uyum sağlamasını teşvik etmek zorundadır. Bu çelişki, ebeveynlerin zaman zaman tutarsız ebeveynlik tutumları sergilemesine neden olabilmektedir.


Stresle Başa Çıkma Yöntemleri


Ebeveynler, çocuk yetiştirme sürecinde birçok stres faktörüyle karşı karşıya kalmaktadır. Kimya Çifçi Dumlu’nun araştırmasına göre, ebeveynlerin stresle başa çıkma yöntemleri büyük ölçüde ebeveynlik tarzlarıyla bağlantılıdır:

 

• Demokratik ebeveynler, daha sağlıklı ve problem odaklı stresle başa çıkma yöntemlerini benimserken,

• Otoriter ve koruyucu ebeveynler, daha çok duygu odaklı veya kaçınmacı stratejilere yönelmektedir.

  

Hollanda’da yaşayan Türk kökenli ebeveynlerin stresle başa çıkma stratejileri, kültürel uyum süreçlerinden doğrudan etkilenmektedir. Araştırma sonuçları, entegrasyon stratejisini benimseyen ebeveynlerin, stresle daha sağlıklı yollarla başa çıkabildiğini göstermektedir. Ancak marjinalleşme ya da ayrışma stratejisi izleyen ebeveynlerde, stresin daha yüksek olduğu ve bunun çocuklara karşı daha sert tutumlara yol açtığı gözlemlenmiştir.

  

Türkiye’deki ebeveynler ise daha geleneksel stresle başa çıkma yöntemleri kullanmaktadır. Aile içi destek mekanizmaları ve geniş aile yapısı, stresin yönetilmesinde önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Ancak ekonomik sıkıntılar ve toplumsal baskılar, ebeveynlerin çocuklarına karşı daha otoriter ve kontrolcü bir tutum sergilemesine neden olabilmektedir.

  

Kültürel Farklılıkların Etkisi

  

Bu araştırma, ebeveynlik tutumları ve stresle başa çıkma yöntemlerinin kültürel bağlamdan büyük ölçüde etkilendiğini ortaya koymaktadır. Türkiye ve Hollanda’daki ebeveynler arasında yapılan karşılaştırmalar, kültürel değerlerin ebeveyn davranışlarına nasıl yansıdığını göstermektedir.

  

Özellikle Hollanda’da yaşayan göçmen ebeveynlerin karşılaştığı kültürel çatışmalar, ebeveynlik tarzlarını doğrudan şekillendirmektedir. Berry’nin kültürleşme stratejileri perspektifinden bakıldığında, entegrasyon sürecine adapte olan ebeveynlerin daha sağlıklı ebeveynlik tutumları sergilediği, buna karşılık kültürel çatışma yaşayan ebeveynlerin daha koruyucu ve baskıcı ebeveynlik anlayışına yöneldiği gözlemlenmiştir.

  

Araştırmanın Sonuçları ve Öneriler

  

Kimya Çifçi Dumlu’nun araştırma bulgularına dayanarak şu öneriler sunulabilir:

 

1. Aile danışmanlık hizmetleri: Göçmen ebeveynler için kültürel çatışmalarla başa çıkmalarını sağlayacak rehberlik ve destek programları oluşturulmalıdır.

 

2. Eğitim kurumlarında farkındalık çalışmaları: Hem Hollanda’da hem de Türkiye’de ebeveynlere yönelik bilinçlendirme eğitimleri verilmelidir.

 

3. Psikolojik destek programları: Özellikle stres yönetimi konusunda ebeveynlere yönelik seminerler ve psikolojik destek hizmetleri sunulmalıdır.

 

4. Göçmen aileler için sosyal politikalar: Hollanda’da yaşayan Türk kökenli ailelerin çocuklarının kültürel kimliklerini korurken yeni topluma uyum sağlamalarını destekleyen politikalar geliştirilmelidir.

  

Kimya Çifçi Dumlu’nun yürüttüğü bu araştırma, ebeveynlik süreçlerinin kültürel bağlamdan nasıl etkilendiğini açıkça ortaya koymaktadır. Göçmen ebeveynlerin karşılaştığı zorluklar, ebeveynlik tutumlarını ve stres yönetim becerilerini doğrudan etkilemektedir.

  

Araştırma, demokratik ebeveynlik yaklaşımının, çocukların sağlıklı gelişimi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha doğrulamaktadır. Özellikle göç sürecinde ebeveynlerin çocuklarına karşı daha esnek ve uyumlu bir tutum sergileyebilmesi, hem çocukların psikolojik gelişimi hem de aile içi ilişkilerin sağlıklı bir zeminde ilerlemesi açısından hayati bir rol oynamaktadır.

Kadın Dergisi 18 Yaşında!

Avrupa’ın ilk ve tek en uzun soluklu dergisi KADIN 16 yaşında.