Hollanda’da Ailelerinden Kopartılan Çocuk...

Hollanda’da Ailelerinden Kopartılan Çocuk Sayısı 42.000’den Fazla

 

Her yıl birden çok sebeple, hakim kararı ile zorunlu olarak evlerinden ve ailelerinden alınan 18 yaşını doldurmamış çocukların sayısı 42 bini bulmaktadır. 18 yaşını dolduranlar ve geçici olarak koruma altına alındıktan sonra evlerine geri dönenler bu sayıya dahil değil. Çocuklar evlerinden alınarak bir koruyucu aileye, bakım yurduna veya tedavi ve rehberlik merkezlerine yerleştirilmektedir.

 

Çocuk hakimi, bir veya birden fazla çocuğun, ailesinden bir yıllığına alınması için karar verebilmektedir. 18 yaşına kadar uzaklaştırmanın devamı veya ailesine geri dönme şartlarının oluştuğu anda çocuğun ailesinin yanına dönmesi konusunda da karar çıkabilmekte.

 

2022 yılında evden fiziksel olarak alınma anında, 550 sefer Polis güvenlik kolluk kuvvetleri görevlendirildi. Ailenin böyle bir durumu kabul etmesinin zor bir karar olması nedeniyle, çocuğun aileden alınması sırasında görevlilerin can güvenliği için 2022 yılındaki 550 işlemde polis kolluk görevlileri hazır bulunmuşlardır.


Uzun süreler boyunca sağlıksız, güvensiz ve korku içinde büyüyen çocuklar, erken yaşlardan itibaren ruhsal ve fiziksel birçok sorun yaşamaktadır.


Ne kadar sayıda Türk çocuğunun kendi ailelerinden uzaklaştırıldığı ise bilinmemekte. Türklerin kurduğu vakıfların, camilerin ve diğer sivil toplum örgütlerinin bu konuda yeterli derecede kadro, bilgi ve tecrübeleri de bulunmamakta. Yasal yetkilerle donanan Hollanda kurumları kendi başlarına buyruk hareket ediyor ve işlerine karışılmasını da kendi Hollanda egemenlik haklarına karışılması olarak görüyor.

 

Hollanda Türk toplumu, çocukların bilinmeyen bir koruyucu aileye yerleştirilmesi nedeniyle, kültürel, inançsal ve sosyal açıdan koruyucu aile olmada büyük sorunlar yaşamakta. Kan bağı olmayan ve nikah düşenin aile için uygun olmadığını söyleyen bir inanç ve kültürden gelmekteyiz.

 

Çözüm nedir dersek

 

Koruyucu bakım evlerinin kurumsallaşması gerek. Var olan kurumlarla rekabetten çok, ortak sorun üzerinde birlikte çalışarak ortak çözüm yolları aranması gerek.


Hollanda‘da yaşayan Türk göçmen toplumunun %90‘ı hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Hollanda Krallığı tabiyetine sahip. Sorun çok karmaşık bir hal aldığında vatandaş son çare olarak Türkiye Cumhuriyeti Devlet erkanından yardım ve destek istiyor ama yeterli olmayan kadro, bilgi ve tecrübe nedeniyle önerilen çözümler yetersiz kalıyor.

 

Son yıllarda, Hollanda toplumunda yer alan Türkçe bilen avukatlar, sorunun yasal kurallar içinde sonuçlandırılmasına destek sağlayacaklardır. Bu konuda, siyasi ve partizan kimliklerden uzak sadece işini yapan sosyal hizmetler uzmanlarına gereksinim var. Bu konuda 12 eyalette Sosyal Hizmetler Vakfı’nın faaliyetleri konusunda neden bir çalıştay düzenlenmez? Ben de ona şaşar ve yanarım.

 

Sevgi ve saygılarımla.

Nejat SUCU

Socio worker

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı