‘’Sen neden eşitlik istiyorsun, annenin üstün olduğu belli bir şey’’

Yazar: Tuğçe Dağlayan

‘’Otuz dokuzuncu davayı açmam gerekiyor, bunun için benim maddi imkanım kalmadı’’, diyen bir babanın savaşı…

Armand Sağ, elinde mahkeme kararı olduğu halde dört yaşındaki kızını göremiyor. Yıllardır kızının ortak velayetine sahip olmak için bir savaş veriyor ve eski eşi tarafından türlü iftiralara uğruyor. Hollanda hükümeti ise buna göz yumuyor, hatta devamlı kızını görmesini yasaklıyor. Mücadelesinin bir senesini ‘VerstotenVaders’ adlı belgeselde halk ile paylaşıyor.

Kızı daha iki buçuk haftalık iken Armand eski eşinden ayrılmaya karar veriyor. ‘’Burası Hollanda eşit bir anlaşma çıkar içerisinden’’, diyerek bu yola çıkıyor ama beklenmedik bir sürecin içerisinde buluyor kendini. ‘’Fark ettim ki haksızlık bana karşı değil, bütün babalara karşı. İlk duruşmadaki hakim bir bayandı ve bana dediği cümle şuydu: ‘Sen neden eşitlik istiyorsun, annenin üstün olduğu belli birşey’’’ diye anlatıyor. Hakim, Armand’a kızı ile şahsi ilişki kurabileceğini belirtiyor. Şahsi ilişki Armand’ın kızını iki haftada bir, bir saatliğine görmesi anlamına geliyor. ‘’Bir anlam veremiyorum; ben hırsız değilim, katil değilim, hapise hiç girmedim. Üniversitede çalışan bir profesörüm’’, diyor Armand.

Otuz sekiz dava

Dört yıl içerisinde otuz sekiz dava açılıyor, on dördü eski eşinin yapmış olduğu iftiralar ile ilgili. Alkol bağımlısı olduğunu, kendi kızına cinsel istismarda bulunduğunu ve onu kaçırmak istediğine dair suçlamalara maruz kalıyor. Hepsinden beraat ediyor. ‘’Başınıza gelmediği sürece bilemiyorsunuz. Bu yaşadığım olaylardan önce bende önyargılı davranan insanlardan biriydim. Bir babaya çocuğu gösterilmediğini duyduğumda: ‘kesin o baba birşey yapmıştır da çocuğunu göremiyordur. Sonuçta burası Hollanda. Gelişmiş bir ülke; hukuk ve adalete sahip.’ diyordum. Sonra kendin o duruma düşüyorsun.’’ Bu süreç içerisinde bir çok babayla tanışıyor. ‘’Yüksek eğitimli veya düşük eğitimli hiç fark etmiyor. Baba olarak sisteme karşı mücadale etmek zorundasın, çünkü sistem sana baba olma hakkını tanımıyor. Benim eski eşim vefat etse, çocuğum bana verilmiyor. Velayeti anneannesine veriliyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Ne alaka!’’

Eski eşi tarafından devamlı suçlanan Armand, sistemin mağduru olduğunu belirtiyor. Suçlamaların aslı araştırıldığı süreçte kızını görme yasağı getiriliyor. ‘’Araştırma sürecinde yoğunlarsa, bana yapıldığı gibi 311 gün çocuğunu göremiyorsun. Ben bunu defalarca yaşadım; 311 gün görmedim, 180 gün de 30 gün de. Sonrasında suçlamaların asılsız olduğu kararına varılıyor ve bana ‘kusura bakmayın, doğru değilmiş’ diyorlar. O arada ben çocuğumun ilk kelimesini, ilk adımını, ilk okul gününü kaçırıyorum. Bunu kim, nasıl telafi edecek?’’

Tutuklanma

Belgesele yansıyan bir olay da Armand’ın polisler tarafından göz altına alınışı. Eski eşi onun kızını Türkiye’ye kaçırmak için plan yaptığına dair şikayette bulunuyor.‘’Sekiz tane polis tarafından tutuklanıyorum, üç gün göz altında tutuluyorum ve suçsuz olduğuma inandıklarında polis benden özür diliyor’’ diye anlatıyor Armand.

Mahkeme kararına rağmen, eski eşi kapıyı Armand’a açmıyor ve bu şekilde kızını görmesi engelleniyor. ‘’Polisi kırk defa aramışımdır. ‘Biz sana yardımcı olamayığız. Kara listeye alındın, polisi artık arayamazsın’, diyorlar. Gidip kapıyı kırsam, yine ben suçlu oluyorum.’’ Armand adeta bir çıkmazın içerisinde.

Armand’ın ve diğer iki babamın hikayesi ‘VerstotenVaders’ adlı belgeselde anlatılıyor. Belgesel Pazartesi 23 mart 2020, Hollanda saati ile 20:25’te NPO 2 kanalında yayınlandı.

Kaynak: Beeldbank BNNVARA

Foto:Reza Harek