Ayrılık sonrası depresyon...

Ayrılıklar, hiç yabancı gelmedi değil mi? Hepimizin geçmişte başlamış ve çoğu kez bitmeye mahkum olmuş beraberliklerimiz olmuştur. Kimi ölümle, kimi ilişkiler arası ayrılıkla… Her ikisi de kulağa aşina ama gönle aşina olmayacak kadar acı süreç. Her depresyonun ilk ilacı zamandır. Bu kavramda klasikler arasındadır.

 

Önce eşini ölümle kaybedenlerin sesi olalım. Eski bir ata sözüdür: "Erkek hanımı ölünce, cenaze namazında iken kiminle evlensem acaba?” der imiş. Velhasıl zahirde de öyledir. Erkeğin fıtratında uzun süre kadınsız yaşamaya tahammül yoktur. İstisnai durumdur ki; çoğu eşte ilahi inancın vuslat gücüne dayanıp, uhrevi hayatta kavuşacağına inanarak evlenmeme kararı alanlarda vardır. Bu sayı yüksek oranda değildir.

 

Ya kadının eşi ölünce? Geride kalan eşe yaren olan bir evlat söz konusu ise, kadın sevdiği eşinin hatıralarına, akabinde çocuğuna adanmış hayallerine hemhal ettirmiştir yüreğini. Görünen o ki, ölüm ayrılığı arkada vefayı, anlaşmazlık, ihanet, içki, kumar gibi evliliği enkaza dönüştüren sebeplerde cefaya isyanı bırakıyor.

 

Her ne sebep olursa olsun, yukarıda zikrettiğim ikinci boşanma sebeplerinin hali nazırda hatrı bulunmadığından mateme bırakıyor yerini.

 

İnsan ilk önce depresyonla acının şokuyla tanışıyor. Bir süre ya çok ağlıyor, ya da içine kapanık bir dünya oluşturuyor kendinde. Çoğu zaman yemek içmek düzenini aksatıyor. Kendine önem vermeyen, saçına günlerce tarak girmeyip basit bir topuzla evde eşofmanla dolaşan kadın profili oluşturuyor. Bu sürecin şokunu atlatan kadın ikinci aşamayı yaşıyor. Matemini tutuyor, olayların hatırasında eskisine nazaran daha az gözyaşı döküyor. Bu süreçte yine kendisine gelmesini söyleyen dostları tarafından ilk devrim mahalle kuaföründe devam ediyor. En güzel teselli ve derttaştır mahalle kuaförleri. "Ayol, dünya güzeli kadınsın. Bak sana bir saç yapayım cümle alemi peşinde koşturursun. Elim uğurludur. Sen güzel kadınsın aslında, ama son zamanlar bakımsız kalmışsın. "İşte klasik fahri psikologlar mahalle kuaförleri. İlaç desteği biraz oriyal, fön makinesi ve saç uçlarından 3 cm. aldırmayla kadın görselliğini değiştiriyor.

 

İç değişimde 3. aşama son aşamadır ki; olayı kabul etme süreci. Bu süreç yeni hedeflere paralel gelişiyor. Kadın ek iş buluyor, ya da başka sektörde kendine yenilikçilik kazandırıyor. Ayrıca çocuklarıyla matem sonrası olayı kabulleniş süreci sonrası pozitif ilişkiler kuruyor.. Evin ve dış yaşamın koşturması arasında kadın depresyonu unutuyor.

 

Gelelim erkeklerin akibetine.

 

İlk ayrılık şoku onlarda; "Bekarlık sultanlıktır.

 

Oh be dünya varmış. Ömrüm bitti dır dır dır" şeklinde karmaşık öfke ile özgürlüğün aynı ruhta barış imzasıyla başlıyor. Önce bekarken yaşanan hayata dair ne varsa tekerrür ediyor. Gece hayatı, kadın, sarhoş kafayla söylenilen "dünyada bir tek o mu var?" naralarına karışıyor.

 

İkinci kadınlardaki süreç olan matem dönemi erkekte farklı boyut sergiliyor.

 

Ütü buharında sıkılma, makarna ve omlet arasında değişmeyen menü, kopan düğmeyi gömleğe dikmeye çalışırken kanayan parmak. Gece hayatı biraz daha dingin hal alıyor. Yalnız evde anılar boğmaya başlıyor. Kadının eksikliği kendisini yarım hissetme hissiyatı kazandırıyor.

 

Üçüncü aşama kabul ediş süreci.

 

Bir meyhanede eski bir şarkıyı dinlerken, rakı ile beyaz peyniri tam ağzına götürecekken hay aksi! İşte eşiyle birlikte dinlediği şarkı çalıyor. Gözlerden yaş akmaya başlıyor, bitap düşüyorsun anılar gözünde sirayet ederken, "hesabı getirin" demeye varmadığından dil, titrek elle bırakılıyor hesap kül tablasının yanına. Çelimsiz bir garson geliyor hesabı alıyor. Kaç para bıraktığınızı merak etmeden. Hani yengeden sonra oranın gedikli müşterisisiniz çünkü.

 

Sonra bir işkembeciye düşüyor yolunuz.

 

Bir sepette ekmek, biraz sirke, biraz baharat işte bu masanın üzerinde hanım eli değmeyen aş dan geriye kalan. Hanımın çorbası geliyor akla, tv karşısında kahve zevkiniz ve sevdiğiniz futbol takımının maçını izlerken düşlüyorsunuz kendinizi.

 

Sonra sabah ezanına yakın bir balıkçı teknesinin yanında dibi simsiyah olmuş çayla güneşi kucaklıyorsunuz.

 

Örnek ayrılık sonrası depresyon modelleri:

 

Her depresyonun ortak yönü vardır ve 3 süreçten geçersiniz. İlki olayın şokunu yaşamak, ikincisi yasını tutmak ve olayı kabullenip hayata devam etmektir.

 

Siz hayatın neresinde olmak istiyorsunuz?

 

Sorunlar gelmeden çözüme adapte olmak mı? Depresyon "geliyorum" der, ama siz ayrılık depresyonuna kulak tıkarsınız. Bu şuna benzer: Sis bombası atılırken kulak tıkamanız sizi sis içinde kalmaktan çıkaramaz. Evliliklerinizi analiz edin. Mutlu aile kalmanız dileğiyle.

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı