Konuşmamak şiddeti tetikliyor

Kadın olarak insanlık dışı muamelelere maruz kalabiliyoruz maalesef. Şiddet gören birçok kadın maruz kaldığı şiddeti söylemekten utanıyor. Bu durum şiddeti engellemediği gibi kadınların profesyonel bir yardım alamamalarına neden oluyor. Üstelik çoğu kadının zamanla eşlerinin düzeleceğine olan inançları nedeniyle de sorun iyice çözümsüz hale geliyor.


Şiddet herkesi bulabiliyor. Eğitimli eğitimsiz, yaş, dil, din, ırk ayırt etmiyor. Önce sözle başlayan psikolojik şiddet eğer engellenmezse yerini fiziksel şiddete bırakabiliyor. aile düzeninin yanı sıra kadınların ve çocukların psikolojilerini derinden sarsan bu sorunla nasıl başetmek gerektiğini gelin Psikolog Ayşe Yanık Knudsen'den dinleyelim.


Sözel şiddete özgüvensiz erkekler daha çok başvuruyor

Yüksek sesle bağırmak ve aşağılayıcı sözler sarf etmek gibi davranış biçimleriyle öne çıkan sözel şiddet, özgüvensiz erkeklerin kendini ifade etmekte zorlandığı durumlarda sıklıkla görülüyor. Kendini sözlü olarak ve doğru şekilde ifade edemeyen erkekler, bu durumun neden olduğu öfkeyle, ajitasyon denilen ve saldırganlık içeren davranışlara yönelerek, öfke kontrolünü elden bırakabiliyorlar. Knudsen, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle ifade ediyor: "İlk zamanlarda küçük ama sürekli sözlü tartışmalarla ilk sinyallerini veren sözel şiddet, zaman içerisinde kadının sessiz kalması ve durumu kendinin bile kabullenememesinin doğal bir sonucu olarak, daha şiddetli bir hale gelmektedir. Ailesinin dağılmasından veya başına daha kötü işler geleceğinden korkan kadınlar, mevcut durumun üzerini örterek, olayları kendi haline bırakabilmektedirler. Bu durum, genellikle işlerin daha da çıkmaza girmesiyle ve hatta şiddetin sözelden fiziksele geçişiyle sonuçlanabilmektedir.


Özgüvenden yoksun, kendini sözlü olarak istediği şekilde ifade edemeyen erkekler, sözel saldırılarla istediklerini yaptırmaya, karşısındaki kadını küçük düşürmeye ve bu yolla sinirlerini yatıştırmaya çalışmaktalar. Bu gibi durumlarda, kadınların mutlaka uzman bir hekimden psikolojik destek almaları gerekmektedir. Çünkü bu sorunlar, zamanla azalmak yerine şiddetini arttırarak ilerleyecek, bu zaman zarfında kadınların psikolojileri daha da yıpranacaktır."


Tedavi şart

Eşlerinden veya karşı cinsten herhangi biri tarafından sözel şiddet gören kadınlar, psikolojik açıdan çoğunlukla kendi içlerinde yaşadıkları büyük bir çıkmazın içine giriyorlar. Korku, sessizlik, çekingenlik, özgüvensizlik, umutsuzluk, mutsuzluk gibi psikolojik belirtilerin yanı sıra; çarpıntı, unutkanlık, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler de gösteren kadınlar, kendilerini kronik mutsuzluk ve depresyon gibi ciddi psikolojik etkenlerin de ortasında buluyorlar.


Hayattan zevk alamaz hale gelen bu kadınlar, güçten düşen psikolojileri nedeniyle şiddet uygulayan kişiden uzak durmayı, ayrılmayı göze alamıyor ve konuyla ilgili profesyonel yardım alacak ve bu süreci tamamlayacak gücü kendilerinde bulamıyorlar. Knudsen, bu gibi durumlarda kişilerin mutlaka profesyonel anlamda bir uzmandan destek almalarını ve çabalarını, durumun üzerinin örtülmesi için değil, bu duruma bir son verilmesi için kullanmalarını öneriyor. Knudsen'in de belirttiği gibi, sözel şiddet son verilebilir bir sorunudur ve uzmanlarla iletişime geçilerek halledilmesi mümkündür.

 

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı