Mükemmelimizin pürüzleri

Bu bir zaman boşluğu ütopyasıdır ve bunu sadece yönünü sevgiye çevirmiş yürekler anlayabilir. Kim bilir, belki sonunda Şirinler'i bile gördürür.


Zamanın bir yerinde çok sevmiş adam, ama affedilmeyecek hatalar da yapmış kadına. Birkaç görüşmeden sonra, daha bir zamir bile bulamamışlarken kendilerine isimlerinin yerini tutacak, bitmiş her şey. Bir gece yarısı telefonda bu adam tok sesiyle geçmişten arıyor bugün. ''Bak'' diyor 'Yine gökte dolunay var. Doğum günün kutlu olsun.' Hiçbir zaman sevgilim diyemediği bu adam, tam da sarhoşluğundayken yalnızlığının, kadına yıllar sonra bugün edinemediği hallerin ödülünü veriyor..

Sonra?

Sonrası gereksiz gülüşmeler ve uzun uzadıya hoşsohbet saatler


Bir adam, kadın yıllarca bekledikten sonra aramamışsa, şimdiki zaman anlamsız bir karmaşa. Ve bu karmaşanın kıyısında bekleyen en ucuz aşk sohbetleri.

Kadın ve erkek elbette farklı
Diyelim ki zamanda bir başka yerde kadın sevmiş, hem de çok. Ama bu sefer hatanın büyüğü kadında. Kaybetmiş sevdiği adamı. Aramak istese de bir gece yarısı arayıp da katledemez şimdiki zamanı. İşte kadın ve erkek aslında bu kadar farklı.


Zamanın belki aynı dilimlerinde iki kadın; biri çalan telefonla iç geçirirken geçmişine, diğeri aynı özlemle uzatamaz elini ahizeye. Bu aslında bir cesaretsizlik göstergesi değil. Sadece o çok sevdiğimiz adamlar tarafından yönetilme sevgisi. Bu adamlar yönetsin istiyoruz bizi. Bünyemiz o kadar alışmış ki bu duruma tersi söz konusu bile olamaz doğrusu.



Bir film kuşağı manifestosu
Bir başka film kuşağında vizyonda yine aşk kokarken belki, hayali Venedik caddelerinde, iki sevgili el ele bir ömür yürüyecek gibi dolaşıyordur. Bu hikayenin başrol oyuncuları için bir sorun yoktur. İkisi de aynı anda sevmektedir sevgiyi ve birbirini. Ancak Venedik sokakları kaybedince büyüsünü en derin pürüzlere gebe kalacaktır bu sevgi de kuşkusuz.


Kendi hikayemizi yazarken çok sabırsız davranıyoruz belki. Özensiz seçimler, peşinden koşmadığımız tembel vazgeçişler, sevemediğimiz o pürüzler…


Gün gelip hepsinin kursağımızda biriktiğini anladığımızda kendi yalnızlığımızda kendi yağımızla kavrulmayı yeğler hale geliyoruz. Oysa masallardaki aşklarla büyüyen çocuklardık biz. Büyülerin tüm ruhumuzu saracağına inandık. Yeri geldi sevdik, çok sevdik de bir kavrulup yanamadık o aşkla işte.



Mükemmel pürüzler senaryosu
Bir gece yarısı dolunayın gökte olduğunu bize hatırlatan o güzel ses, yanıbaşımızda olmalıydı şimdi. Öyle çok uzaklardan hiç görünmeden ses vermek eksiklik gibi. Bir aşk bütün eksikleri kapatarak yaşanmalıydı oysa.


Bir kadın ancak sevgiyle büyüyor aşk şehrinde. Üstelik çoğu zaman duyduğu yalanlara inanıyor. Bu sebeptendir ki, sevdiğimiz bu adamlar bize yüz yıllardır en güzel yalanları söylüyor. Kadın, ayna olmalı kendine ve yüz vermemeli öyle her sevgiye. Çünkü yeryüzünde bir kadının kalbi kırıldığında bir erkek eksiliyor bu hayattan. Kalbinin olduğunu hissederek yaşamalı ki kadın, aklından geçirdiği cümleler doğurduğu en güzel çocukları olsun…
Pürüzlerini sevebileceğiniz en güzel adamlar ve kadınlar var dışarıda bir yerde ve onlar bizim hayata geliş nedenimiz. Biz eğer umudumuzu yitirmezsek gün gelecek mükemmelimizi bulacağız elbet.


Mükemmelinizin pürüzlerini sevebilmeniz dileğimle...

Damla Karakuş
Kadinvekadin.net

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı