Çocukları etiketlemenin olumsuz etkileri

Çocukları etiketlemenin olumsuz etkileri

 

Çocukları tembel, şımarık, yaramaz, inatçı, korkak gibi etiketlere maruz bırakmak tüm hayatını etkileyen önemli bir faktördür. Onların yaşamına etkisi büyüktür. Aşağılama içeren her etiket çocuk üzerinde yapışıp kalır ve yaşamı boyunca ondan kurtulması hiç kolay değildir. Belirli yaş dönemlerinin özellikleri vardır. İnatçı olma, aşırı sahiplenme, sosyal çevreden korkma gibi. Her yaşta farklı bir duyguyu ile tanışır. Öğrenerek büyür. Bu dönem geçişlerinde ortaya çıkan davranışları çocuğun hayatında kalıcı hale getirmek acımasızca değil mi sizce?

 

Birçok ebeveyn bunu kendine özellikle yapılmış olarak algılayıp, çocuğu suçlayıcı ifadeler kullanır. “Bilerek yapıyor”, “bana karşı yapıyor”, “özellikle beni sinir etmek için yapıyor”,“beni kullanıyor” gibi. Çocuk yetiştirmek sabır gerektirir diyoruz her zaman. Her yaşın özellikleri, duyguları hakkında yeterince bilgi sahibi olmamız şart.

 

Etiketlemenin çocuk üzerinde ki etkisini bir örnekle anlatalım isterseniz.


Çocukları etiketlemenin nasıl etki yaptığını görmek isteyen bilim adamları, bunu öğrenciler üzerinde denemeye karar verirler. Etiketleme deneyi için hepsi aynı yaşta, benzer yaşam şartlarına ve hemen hemen aynı ders notlarına sahip öğrenciler seçilir.

 

Öğrenciler iki gruba ayrılırlar.


Birinci gruba “Mavi Kuşlar” adı verilir ve onlara: “Siz çok akıllı çocuklarsınız diğer çocuklardan farklı ve istisnasınız, bu yüzden de başarı için çok şey yapmanıza gerek yok, sınava hazırlanma sürecinde size destek olacağız, azıcık takviye ile sınav da başarılı olacaksınız” denir.


Diğer gruba da “Sarı Kuşlar” adı verilir. Bu grup zeka ve yaş ortalaması ile diğer gruptan farklı olmamalarına rağmen bunlara da: “Siz diğer gruptan bir tık aşağıdasınız. Size daha fazla zaman ayıracağız; ama yapacak çok şey de yok, onlar sizden daha akıllı; ama çabalayacağız” denilir.


Artık böyle acımasız deneylerin yapılmasının yasak olduğunu belirtelim hemen. Ancak deney sonucunda bilim adamların istedikleri verilere ulaşır ve yıl sonunda tahmin edilen olur.


Tembellik ve geri zekalılık ile etiketlenen grup sınavda başarısız olur. Hatta sınavdan sonra da izlenen öğrenciler hayatları boyunca “Siz geri zekalısınız ne yapsak olmaz, olsa da zor olur” etiketine maruz kaldıkları o günleri hayatlarına yansıtırlar. Başarısız evlilikler, madde kullanımı, depresif reaksiyonlar. Birbirine tamamen paralel hayatlar yaşayan bu öğrencelere sadece “sen busun” “sen böylesin”demenin hayatlarını nasıl altüst ettiğini deneylerle kanıtlamış oldular.


Etiketlenen çocuk, anlaşılmadığını ve değersizleştirildiğini hisseder. Ebeveynlerinden sık sık bunları duyan bir çocuk söylenenleri içselleştirir ve kendisini “huysuz, gıcık, kıskanç vs.. “ şeklinde tanımlamaya başlar.


Çocuklarımız onlara koyduğumuz etiketlere uygun davranışlar sergiler zamanla. Aptal, tembel, gıcık, yalancı olur biz onları öyle gördüğümüz, öyle değerlendirdiğimiz için. Çocuğumuza istemeyerekte olsa yanlış mesaj vermiş oluruz. Etiketlenen çocuk bir süre sonra etiketlendiği gibi olmaya başlar. Bir atasözümüz vardır doğruluk payı olan;“Bir adama kırk gün deli dersen deli olur”. Bir insana yapılan telkinler, sonunda o neticeye ulaştırabilir. Bilinçaltına o duyguyu, düşünceyi yerleştirmiş oluruz çünkü.


Çocuğu etiketlemeyin, anlamaya çalışın.

Etiketsiz bir yaşam dileğiyle...

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı