Sevgiliye

Gözlerinin gözlerime deydiği o ilk anda çatırdattın yüreğimin aynasını. 

 

 

 

Yüreğimin sevmekle görevlendirilmiş en hassas noktasına dokundun seni 
gördüğüm gün. 

 


Ruhuma beni seveceksin diye emir veren kıdemli asker gibiydi güzel gözlerin. 
Kirpiklerinin her bir teli, beni göz hapsine aldığında nöbet tuttular kaçmamam 
için. Oysa yeryüzünün en mutlu esiriydi o an gözlerinin esiri olan gözlerim. İşte o 
günden beri sen ve ben yokuz, biz varız, deli dolu sevgimiz, unutulması güç 
anılarımız var.

 

Şimdi senin sesinden defalarca dinlediğim şiirin dizeleri çınlıyor kulaklarımda. 
Sevgileri yarınlara bıraktınız? Biz bırakmadık, bitmeyen işler yüzünden yanlış 
tanımadık birbirimizi. Doğan her yeni gün bizim için el değmemiş yepyeni bir 
tuval oldu. Her defasında farklı bir şekilde birbirine karıştırdık ruhumuzun 
renklerini. 

 


Bir fırça darbesi senden, sonraki benden. Bendeki kırmızı sende ki beyazla, 
ikimizin pembesiyle hatta bize ait olmayan siyahla harmanlandı çok zaman. Ne 
çıktıysa ortaya ikimizin eseriydi. Mutluluk, hüzün, tutku, özlem, sevgi, aşk 
tabloları çizdik beraber.

 


Düşünüyorum da ; ne çok şey yaşadık seninle ve ne çok güzel şeyi sığdırabilmeyi 
başardık geçen zamana. Şimdi sana ait ne varsa aşkı çağrıştırıyor bende. Senin 
kokun beraberinde aşkı getiriyor uzaklardan. Her sözünde bir aşk hikayesi saklı 
haberin yok.

 

Gözlerin! Gözlerin ölümsüz aşk şarkılarına ilham verecek güzellikte. Bundan 
olmalı ki; uzun zaman aralıklarında düşünüyorum seni. Bir şeylerin ertelenmiş 
halisin sen. Tüm sıkıntılarıma mola verdiren dakikalarda saklı senin hayalin. Ne 
zaman aklıma gelsen aydınlanıyor karanlıklarım. 

 


Umutsuzluklarımı, korkularımı, mutsuzluklarımı göz ardı edip, seni 
düşünüyorum büyük bir haz duyarak. Henüz kendime dahi izah edemediğim bir 
duygu bu.

 

 

Adını koymayı başaramadığım, daha önce yaşanmamış türden duyguların 
başkahramanı oldun sen. O, zırhlara bürünmüş, kabuğunun çatlamasından 
korkan adamı yok etti geçen zaman. Zırhlarını eritti aşkın ateşi, şimdi kırılan 
kabuğun altında yatan seni yaşıyorum günbegün. 

 


Nasıl sıcaksın, nasıl sevgi dolu, ne kadar şefkatli ve ne çok sevilmeye değer. İşte 
bu yüzden beni sana getiren adımlar birbirleriyle yarışıyor çoğu zaman. Sırt 
çantama ikimize de yetecek kadar umut, mutluluk ve tebessümü sığdırarak 
geliyorum yanına. Ve sen yalnızlığımın üstünü örten sıcacık bir sevgi 
oluveriyorsun içimde. Bana dost oluyorsun, bana yoldaş, bana sırdaş oluyorsun, 
bana yar, bana yar oluyorsun daha ilk günden beri.

 


Şimdi sen yanı başımda şarkılar söylüyorsun, gitarının telleri ağlıyor, ve ben 
yazıyorum. Sana ve seni yazıyorum bu gece, dinle sevgilim dinle?
Bastırılmış duyguların, eğitilmemiş ruhların, sindirilmiş yüreklerin harcı değildir 
aşk.

 


Sınırları önceden belirlenmiş sevdalara örnek olalım diye zorladım sınırları. Tel 
örgüleri aştı, mayınlarla çarpıştı yüreğim seni sınırsız sevebilmek için. Sende 
kendimi buldum ben. Bendeki seni sevdim delice. Şimdi ikiniz beraber 
büyüyorsunuz, bir sen birde sevda.

 


Bak; her şeyden geçtim, cevabını bilmediğim sorulara yanıt aramıyorum artık. 
Nereye varacağımızı bilmesem de huzurla aynı yolda yürüyorum seninle. Dünü 
boş verdim, yarınlar önemini çoktan yitirdi yanında olduğum bu günü yaşarken. 
Belki sonu olmayanım belki de sonsuza kadarımsın kim bilir? ? Seni Seviyorum?

 

 

Bir Okuyucu

Platform Dergisi Bayram

Denk Ramazan Bayramı