Öldüğünüz Gün; Ertesi Gün Yapmak İstediklerinizin Listesi Hala Dolu Olacak!!!

Kimin aklına gelir şu ölüm? Hep yaşlılığa yakıştırılmış, gençken de uğrayacağı hesap edilmemiş gerçek. Hesaba katılmayan her işin insana ansız gelen misafir gibi geldiği ne mutlaktır. İnsan nefsinin kölesi olduğu halde özgürlükten göğsünü gere gere söz eder.

 

Oysa insanın evveli de, ahiri de aciz bir köle olduğunun gerçeğinden dışarı çıkmayan bir çizgidedir. İnsan levh-i mahfuz'da yazılmış kaderinin kölesi olarak dünyaya gelir. İradeyi cüziye ona eşlik eder. Yaptığı her başarının adının altına kendi imzasını koyarken; uğradığı başarısızlığa "kötü şans" adını verir. İnsan hep açtır. Midesi açtır, gözü açtır, nefsi açtır. İşte efendileriniz ve sizi köle eden sistem. Nefsin kölesi olmak en ağırıdır. Bu imtihanı kazananlar veli olurlar.

 

Peygamber efendimiz ve diğer peygamberler ve nebiler aleyhimüsselavati ve teslima bu nefis mücadelesinden galip çıkanlardı. Eshabı kiram' dan olan dostlarına resullullah efendimiz "ben nefsimi kendime itaat ettirdim" buyurdu.

 

Demek ki bize eziyet eden şeyler, doymakla mutmain oluyor. Bunların hem ruha, hem bedene zararı vardır. Midenin arzuları çok doyunca bencillik peydah olur insanda. Açlığın kıymetini bilmez, yalnız kendi sofrasına şükürsüz oturur. Sofrasının baş konuğu şeytandır.

 

Ruhen zararı çok yemenin gece kabus görmek, kalp, diabet, kolestrol vb. hastalık tanımlarına öncülük eder. Mideye olan köleliğiniz, göz açlığı ve tekasür hırsı. Başkalarından fazla herşeyiniz olmasına rağmen hala tekasür (mal biriktirme, mal çoğaltma hırsı) sizi sarar.

 

Bir apartmanı olan ikinciyi, üçüncüyü ve dördüncüyü ister. İşte göz açlığı mal çoğaltma köleliğiniz. Nefs işte en büyük efendiliği eder size.

 

Şehvet, arzu, içki, kumar, haram olan herşeyi cazip gösterir. Şehvet ile başka kadınlara bakan erkeklerin sık sık ihtilam olduğu, içindeki cima (cinsellik) arzusunun önüne geçemeyip tecavüz, taciz ve ardından yasak aşk cinayetlerinin gelişi.

 

Nefsin köleliği özgür değiliz. Hırs kötüdür, dünyalık işlere düşkünlük ölümü unutturur. Kalpler Allahı anınca şeytana o mekan dar gelir.

 

Amerika'da yapılan araştırmalar abdestin ve namazın vücuda ve ruha yararlarından basında bahsettiler. Abdestin yüksek tansiyon düşürüp, kan dolaşımını hızlandırdığını kabul ettiler. Namazın insanı zinde tuttuğunu, namaz halindeki hallerin hem bedensel hem ruhsal terapi içerdiğine kanaat getirdiler.

 

Son yıllara bakınız. Genç ölümlerin sayısı hergün artmakta. Kalp krizi ve beyin kanaması ölümleri genç yaşa indi.

 

Mal biriktirmek, hırs, "yarın başlarım ibadete. Hacca da yetmişte giderim" diyerek erteledik kul olmayı. Şimdi cumadan cumaya müslüman, cumartesi mekan insanları ve diğer günlerde sade vatandaş olarak akibetimizin yolunu çizdik.

 

Dünya işleri bitmiyor, bitmeyecekte. Belki yarın en sevdiğin elbiseyi giyemeyeceksin, ihtiyaç sahipleriyle paylaşmadığın aşın yüzünden sağlık problemlerin olacak, belki de yarın öleceksin.

 

İnsan hem dünyevi, hem uhrevi olmalı. Dua ile sıkıntıdan kurtuluruz. İbadet bize hem dünyayı hem ahireti saadetli kılar. Unutma, belki yarın misafirlerin var. Kimsenin fakir, yoksul oluşu umurunda değil. Haklısın belki de sen kazandın, istediğin gibi harcarsın.

 

Zaten dünya kısa ve eğlenmek senin de hakkın. Sana ne yetimden, yoksuldan, hastadan egon ve nefsin doysun yeter. Bir sorum var sadece "sen kimin malını kimden esirgiyorsun?

 

Mülk Allahındır. "Şimdi yine dünya hevesine düş. Nefsinle mutlu ol. Yarın yapacak işlerinin listesini yap. Ama unutma; öldüğün gün ertesi gün yapmak istediğin işlerin listesi hala dolu olacak. Ölünce uyumaz insan. İnsan ölünce uyanır.

 

Nilüfer Çakıroğlu

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı