Bir Yastıkta Kocamak Zorlaştı

Bir Yastıkta Kocamak Zorlaştı

 

Yaşamımızın mihenk taşlarından biri evlilik.Birileri evliliği dışlasada biz erkek ve kadının mutlaka evlenmesinden yanayız.Son dönemde aile yapılarımızdaki çatırdılar, toplumumuzu derinden etkilemekte.Hızlı aşk yaşayan çiftlere bakıyorsun, evlilik sonrası kısa sürede boşana biliyorlar. Geçen sayımızda olduğu gibi bu sayımızdada evliliği sorguluyoruz.

 

Özlem ÖZYOL

Tarık OKAN

 Kısa olarak kendinizi tanıtırmısınız?

 

İsmim Nursel Köse-Albayrak : 43 yaşındayım, evli ve iki çoçuk annesiyim. Ortağım ile kurmuş olduğum Albayrak & Yilmaz Advocaten bürosunda avukat olarak çalışmaktayım. 

 

Ben Yaşar İçyüz : 1953 Konya doğumluyum.1970 yılından beri evliyim. 4 çocuk annesiyim. Türkiye’den lise mezunuyum. 1973 yılında  Hollanda’ya geldim. Hollanda’da tahsil yaparak sosyal görevli olarak, çalıştım. Belediyede encümen başkanlığı yaptım. Türk Kadınlar Kültür Derneği başkanlığını yaptım.

 

 

Görücü usulüyle mi, yoksa rastlantıyla tanışarak mı evlenmek daha iyidir? 

 

Nursel Köse : Bu soruya genel anlamda cevap vermek mümkün değildir, zira, her kişi için durum farklı olabilir. Etrafıma baktığım zaman hem görücü usulu ile evlenenler arasında, hemde tanışarak evlenenler arasında çok mutlu olanlar var. Her iki yönteminde, doğru bir şekilde uygulandığı takdirde, olumlu tarafları var. 

Tanışarak evlenen bir çift, eğer birbirine açık ve net bir şekilde tanışma fırsatı veriyor ise, bilerek ve isteyerek evlenmiş olur ve mutlu olabilmek için kişilikler üzerinden sorun çıkmaması gerekir. Görücü usulü ile evlenen kişiler ise, birbirini tanımaya ve kabullenmeye kararlı iseler, çok mutlu olabilir. 

 

Yaşar İçyüz :   Görücü usulü evliliklerin zararlarından bir tanesi, çiftlerin birbirini tanımada yetersiz kalmalarıdır. Birbirini tanımadan evlenerek, aralarında bir mesafe oluşur, çiftler her konuda birbirine yabancı, uymayan, görüşlerde ters düşen, karakterlerde, uyum sağlayamayarak, erken ayrılmalara neden en önemli sebeplerdir. Görücü usulü! Her dönemde zarar veriyor. 

Anlaşarak yapılan evliliklerde  KENDİM ETTİM! KENDİM BULDUM der ve suçlayamaz kimseyi.Huyunu, suyunu, karakterini tanımak için en azından önce arkadaş olmak gerek. Nişanlılık döneminde, mesafeli samimiyeti yakalayabilmek, çevresini, ailesini suistimal etmeden, güvenebildiğine inandığı zaman, demek ki tanımıştır çift birbirini. 

 

Evlenirken neyi dikkate almalı?

 

Foto : Nursel Köse - Albayrak

 

Nursel Köse : En ufak sorun yaşandığı takdirde pes etmeyip, evlilik icin mücadele vermek gerekir. Zira, evlilik kutsal bir müessese olması yanı sıra, çok incelebilecek bir müessesedir. Kavga edilir, evet ama, kavga o şekilde yapılması gerekirki, birbirinin yüzünüze bakamayacak duruma gelmeksizin, birbirinin gururuna, şahsına, ailesine vs. laf atmaksızın.

 

Bunun yanı sıra, eşler evlenirken birbirinde gördüğü güzellikleri, birbirinde sevdiği huyları hafızasının bir köşesine yerleştirip, lazım olduğu takdirde hafızadan çıkartarak, ben eşimi neden sevmiştim diye hatırlaması gerekir. Ki birbirine öfkeli oldukları durumlarda, bu hatıralar öfkeyi yatıştırabilsin. 

 

Yaşar İçyüz :Evlenirken öncelikle, iki tarafında, dürüstlüğü, dikkate alması gerekiyor. Çiftlerin flört, nişanlı dönemlerini, birlikte gözden geçirmeleri gerekiyor. Hala! Aynı heyecanı yaşıyorlar mı? Yoksa geçici bir heves mi?  Aile çok önemlidir. Evlilik iki kişi ile bitmiyor. Kayınço, görümce, bacanak,  kaynana anne ve babalar. Derken, kocaman bir aile oluyorsun. Anlaşma dönemlerinde, aileyi tanımak önemli etkenlerden biridir.       

 

 Aile evlilikte,  artısı ve  eksisi ile en büyük, etkendir    

 

Eş seçiminde ailenin etkisi varmıdır ?

 

Yaşar Sevinç :Tabi ki vardır. Aile toplumumuzun temel taşıdır.  En büyük etki aileden geliyor. Bizim kültürümüzde hala oğulları daha askerden gelmeden, aile gelin adayını hazır eder.  Bu gelenek 2000 yıllarına kadar yoğun yaşanıyordu. Günümüzde azalmış olabilir. Ama bazı kesimlerde,  hala bu gelenek yaşamaktadır. Bayanların işi dahada zor! Sorgusuz, sualsiz,  Selam bile vermediği, insana aile baskısı ile evet demek zorunda, bırakılmaktadır. Evlatlarına saygı, sevgi duyan, aileler de var. Evlatlarımızı dinlemeliyiz. Sabır ve sevgi ile onların düşüncelerine, saygı duyarak, konuşarak,incitmeden,  duygularını, kişiliğini, rencide etmeden doğruyu ve yanlışı gösterebiliriz.  Aile evlilikte,  artısı ile eksisi ile en büyük, etkendir.    

 

Nursel Köse: Ailenin görevi her zaman evladını başına gelebilecek huzursuzluklardan korumaktır. Eğer bir kişi bazı değerlendirmeleri tam anlamıyla yapamıyor ise, tabiri caizse “gözünü aşk bürümüş ise”, belki başına gelebilecekleri göremeye bilir ve yanlış bir seçim yapabilir. Aile uygun bir şekilde gereken uyarıları yapmak ile yükümlüdür, bunu göz ardı edemeyiz. 

 

Türkiye’den evlenme hakkında düşüncelerinizi alabilirmiyiz?

 

Nursel Köse:  Eğer birbirine uyum saglayacaklar ise, eğer birbirine anlayış gösterebilecekler ise, tabiiki olabilir. Ancak, Turkiye’den getirilecek esin Hollanda devleti ve toplumuna yabancı oldugunu ve Hollanda’da yasayan esin üzerinde bu neticede büyük bir yük olduğunu göz önünde bulundurarak karar verilmesi gerekir. Eğer daha sonra bu yük çok ağır gelecek ise, taşımak istemiyecek ve sorun çıkacak ise, ona göre karar verilmesi gerekir. 

Turkiye’den eş getirip, çok mutlu insanların olduğunu görüyoruz, demekki her iki eşte istek olduktan sonra, bir yolu buluna biliyor. 

 

Yaşar İçyüz: Zaten 1970 yılında, Türkiye’den evlendim. Şimdide olsa fikrim değişmezdi. Türkiye’de yetişenlerde sorumluluk,disiplin ve sahiplenme var. 

 

Şayet gönül düşmüşse! Flört etmeden olmaz!

 

 Sizce evliliğe giden süreçte hangi yol tercih edilmeli?

 

Foto : Yaşar İçyüz

 

Yaşar İçyüz: Şayet gönül düşmüşse! Flört etmeden olmaz! Mutlak üç, beş kaçamak, buluşmayı en mutaassıp, ailelerin kızları, da yapmıştır. En güzeli, altı ay süreli sözlenmektir. Nişan alınan evlilik kararının ilk adımıdır. En güzel süreç nişanlılık sürecidir. Çiftlerin birbirini tanıması için, en güzel süreç. Sayın gönül dostlarımız; bu konu çok ciddi bir konu! Süreçlerin getirdiği, artı eksileri, de var tabii,  tartışılır.  

 

Nursel Köse : Çok şahsi bir soru, maalesef cevap veremiyeceğim.

 

Peki, flört etmenin olumlu ve olumsuz yanlarını belirtirmisiniz?

 

Nursel Köse: Flört etmek bence eşlerin evlilik öncesi birbirlerini tanıma sefasındaki irtibatlardır. Bu irtibatlar içerisinde eşler birbirlerini arada sırada görür, konuşur ve eğlenir. Kendilerini en iyi en nazik şekliyle gösterirler. Ancak, bu irtibatlar tabiiki evlilik sonrası dönem ile kıyaslanamaz. 

 

Zira evlilik sonrası eşler birbirini mesela haftada 2 saat değilde, günde belki 24 saat görecek. Bu 24 saatlik beraberlik içerisinde, öncekine nazaran eşler öfkeli, kızgın, üzgün, dargın veya küskün, huysuz, tembel vs. olabileceklerdir.Bunlar insani duygular ve huylardır ve “ben seni böyle tanımadım” itirazına yol açabilir. Belkide eşlerin hayal kırıklığına uğramasına yol açabilir. Eşler, hiç kimsenin her zaman mükemmel olmadığını göz önünde bulundurarak flört döneminden geçer ise, evlilik için faydalı olabilir. 

 

Yaşar İçyüz: Flört iki gönlün birbirinden hoşlanması, tanışma, yakınlaşma, anlaşma kişisel merak sürecidir. Devamlı sevdiğini tanımak, öğrenmek istenilen bu sürecin, fazla uzamadan, neticeye varılması, en güzelidir. Günümüzde toplumumuza ters düşen bir yaşam şekli peyda oldu. Avrupalılar dan özentili topluma sinsice giren,  bir hastalık. Ben adını koyamıyorum. Toplumumuza konduramıyorum nikahsız birlikte yaşamayı.   Uzun zaman birlikte karı koca gibi yaşanıyor! Ayrıldıktan sonra, en çok hasarı kadın alıyor. Flört sözlenmeden en fazla, üç aydan sonra resmileştirilmelidir. Çok üzücü sonuçlar verebilir.  

 

Herkes çöplüğünde, mutludur.   

 

Hollandalı ile evliliğe nasıl bakıyorsunuz?

 

Nursel Köse: Hollandalısı, Almanı, Fransızı vs. hepsi insandır. Ancak din farklılığı sorun çıkartabilir. Zira hem kişiler arasında hemde çocuklar söz konusu olduğu takdirde, bu çocukları yetiştirmekte, sorun yaşanılabilir. Eğer eşler bu konuda ortak bir zemin, ortak din oluşturabiliyorlar ise, evlilik için engel görmüyorum. 

 

Yaşar İçyüz: Asla düşünemem. Kesinlikle. Müslüman bir aile gayrı müslüm kadını oğluna müslümanlığı kabul etmesi şartı ile alabilir. Fakat kızını gayrı Müslüm’e vermesi günahtır. Kur, an’da bariz açıktır. 

 

Hollandalı gelinim var. Dokuz yaşında torunum var. Adını Elif koydum. Hollandalılar, Avrupalılar arasında en dürüst ve yardımsever millettir.  Komşuluk ilişkileri, çıkarsız ve hoş görülüdürler. Ancak! benim penceremden,Hollandalı, bizim toplumun kültürüne dini inançlarımıza, asla adapte olabileceğine ihtimal vermiyorum. Başlangıçta ikna olmuş gibi görünse de!  Zaman içerisinde, bunalıp usanacaktır. Çünkü! Bizim kültürümüze göre, prensipler öne çıkarken, onların kültürü çok farklı, Hollandalı rahatını sever. Herkes çöplüğünde, mutludur.   

 

 Gençler özellikle bayanlar evlenmede zorlandığı yönünde şikayetler alıyoruz 

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, yazı

 

Nursel Köse: Hiç kimse mükemmel değildir. Hiç kimse tam istediğin gibi olamaz, bunu beklemeyede kimsenin hakkı yoktur. Eğer bir kişi senin hayatına ek bir katkıda bulunabiliyor ise, seni eksik olduğun yerlerde tamamlayabiliyor ise, ve sende bunu ona verebiliyor isen, ilişkiyi evliliğe çevirmek için bir engel yoktur.

 

Eşlerin arasındaki farklar, evliliği zenginleştirebilir ve bir bütün oluşturabilir. Sanki “ben-kültürü” oluşturmuşuz ve bunu “biz” yapmakta zorlanıyoruz. O kadar zor olmaması gerek, o kadar zor görmemek gerek. Evliliğe açık olmak gerek. 

 

Gençler Sorumluluk Almaktan Korkuyorlar

 

Son dönemde artan boşanmaların nedeni sizce nedir?

 

 

Foto : Nursel Köse - Albayrak

 

Nursel Köse: Evliliğin kutsal olduğunu göz önünde bulundurarak, mücadele vermeyi, evliliği yaşatmak için çaba göstermeyi unutmamamız gerekmektedir.  Bunu söylerken gerçek bir sebeb ile boşananlara hiç bir sözüm yok. Kimsenin hakkını yemek istemem. Ama, çoğu zaman fındık kabuğunu bile doldurmayan sebeblerle, gurur meselesi yapılıyor ve ayrılığa kadar gidile biliyor. Buna yazık derim. Evlilik beraberinde öz veri getirir, bazan susmasını, bazen duymamayı, bazen kabullenmeyi bilmek gerekir. 

 

Yaşar İçyüz: Son aylarda büyük üzüntüler yaşandığına şahit oluyoruz. Gençliğin hayata tahammülsüzlüğü, Ekonomik kriz, işsizlikten kaynaklanan, bunalımlar ayrılmaya kadar götürdüğüne inanıyorum. Ortalama 25-35 yaşlar, erken anne baba olmaları, çocukların bakımı, masrafı, sorumluluğu, genç evlileri bunaltıyor! Ayrılmakla kalmıyorlar! Anne, baba, çocuklar büyük manevi hasar alarak, yarım kalan mutluluklarının, neden bittiğini bile idrak edemeden boşanıyorlar. 

 

Akraba Evliliklerini Hiç Tasvip Etmiyorum.

 

Akraba evlilikleri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Foto : Yaşar İçyüz

 

Yaşar İçyüz:Akraba evliliklerini hiç tasvip etmiyorum, nedenleri çok en önemlisi ise! yakın akrabalıklardan doğan çocukların kan uyuşmazlığından ötürü,  ya sakat! Yâda anormal doğuyor. Babamın amcasının oğlu eşim oluyor.  Ancak aile den kayınvalidem zevkle azarladı yaşamım boyunca. Eşimle yeni evliliğimizi hiç bilemedik. Hep bizi ayırmaya teşebbüs ettiler. Hala nasıl! Neden katlandığımı,  bilemiyorum. Anne tarafından olmadığım için, bazı aile bireyleri tarafından, çok dışlanarak, üzüldüm. Rahmetlik kayınvalidem sevmedi sevemedi beni. Eşim neden kız kardeşinin kızına evet demedi beni seçti diye gönülsüzdü. Kayın validem. Eşimle severek evlendik. Nişanlık sürecinde 5 yıl kavgalar ettik, küstük barıştık. Kızlarım ve oğullarımla yabancılara akraba oldum. Derler ya akrep etmez akrabanın, akrabaya ettiğini.   Babam mutsuzluğuma o kadar üzülmüştü ki! Akrabalarının beni horlayacağını hiç düşünmemişti. Bütün güveni kaybolmuştu akrabalarına. Bana kızım dedi; nasihatimdir. Ye iç akraba ile alış veriş yapma.  Bende babamın nasihatinde yürüdüm. Sonuçtan da çok memnunum.

 

Nursel Köse: Bu sorunun içeriği çok hassas bir konu. Zira, uzun yıllar akraba evliliği çok doğaldı ve hiç bir şekilde ayrı bir evlilik türü olarak gözükmüyordu. Belkide geçtiğimiz zamanlarda uygulanması gereken bir evlilik türüydü.Akraba evliklerine ne karşıyım, nede taraftarım. 

 

Platform dergisi

Denk Ramazan Bayramı